Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Amerikada Kaç Evanjelizm Var, Evanzelizm Nedir Ulvi hocanın paylaştığı konu

Amerika'da Durum İkinci olarak Hıristiyanların Amerika'sı var. ABD dünyanın en güçlü ve en zengin ülkesi. ABD'de 80 milyon evanjelik var ve çoğunluğu Hıristiyanlığı yaymak için televizyonlar, radyolar, internet siteleri kuruyor, yayınevleri çalıştırıyor. Üçüncü olarak da Batı din özgürlüğüne inanıyor. Dini akımlara karşı daha özgürlükçü... Hıristiyan misyonerler İslam dünyasının Batı'da istediği gibi cami yapıp, Kuran'ı yaydığını ama İncil'in yayılması faaliyetlerinin Müslüman ülkelerde "teokrasi" nedeniyle şiddetle karşılık gördüğünü bunun da adil olmadığını söylüyorlar... Amerika'nın Nüfusu Kaç Dünyada Çin ve Hindistan'da sonra en fazla insanın yaşadığı Amerika'da nüfusun geçen hafta içinde 300 milyona ulaştığı önemli bir haber olarak duyuruldu. Amerika'nın Hırıstiyan Nüfusu Kaç “Amerikan Dini Kimlik Araştırması 2009”un 24 sayfalık özetinin 17. sayfasında küçük bir ayrıntı olarak bir karşılaştırma verilmişti. Güney Baptist İlahiyat Okulu Müdürü R. Albert Mohler Jr., Mart ayında yayımlanan araştırmayı okuduktan sonra tek bir cümleye takılıp kaldı. Katı, azimli ve muhafazakar bir Hıristiyan olan Mohler, bağlı olduğu Hıristiyan inancında teolojik anlamda oldukça derinlere inebilmiş, kendini insanlara İncil’in ve Hz. İsa’nın öğretilerini anlatacak vaizler yetiştirmeye adamış ve bunu hayatının yegane maksadı haline getirmiş bir ilahiyatçı. Onun gibi bir Hıristiyan için araştırmanın verdiği genel bilgiler yeterince endişe vericiydi: Herhangi bir dini inanca sahip olmadığını söyleyen Amerikalıların sayısı 1990’dan bu yana iki katına çıkarak yüzde 8’den %15’e yükselmişti. Bu bilgilerin ardından Mohler şu saptamayı da aklından çıkaramıyordu: Eskiden dini inancı olmayanlar daha çok kuzeybatı Pasifik bölgesinde yoğunlaşırken, araştırmaya göre bu durum da değişiyordu; kuzeydoğu bölgesindeki ateistlerin sayısı ciddi biçimde artıyordu. Mohler’in dikkatle okuduğu bu bilgilerle Amerikan dini kültürünün en köklü kuruluşlarından olan okul çalkalanıyordu. Yani 45.000.000 milyon amerikalı inançsız geriye kalır 300-45 = 255 milyon amerikalı Ve bunların üçte biri yani 80 milyonu evanjelik İslam'ın Kendini Yayma Hakkı Özetlersem... İslam'ın ve Hıristiyanlığın kendini pazarlama çalışmalarını anlamak çok önemli. Neden? Çünkü Türkiye'de laikçi propaganda yapanların karşı çıktıkları "gücün" amacını doğru tanımlamaları gerekiyor. "Tek tip" laiklik propagandası yapanlar İslam'ın kendini yaymak için kullandığı strateji ve taktiklerin hepsine "Anneee... Şeriat geliyor" diyerek inanılmaz tepki gösteriyorlar. Merakım bu kişilerin Avrupa ya da ABD'de yaşasalar İncil propagandasına ne diyecekleri! Furkan Gümüş'ün Beyaz Saray'ın Gizli Dini Adlı Kitabın Yazarı İsmail Vuralla Yaptığı Söyleşiden Alınmıştır Evanjelizm Nedir Evanjelizm, sözlük anlamı yönünden, Kutsal Kitap'a yönelmek, dönmek anlamını taşır. Evanjelizm terimi farklı protestan grupları tanımlamak için kullanılmaktadır. Kelimenin kaynağı Yunanca iyi haber veya genel olarak ‘asıl gerçek’ anlamına gelen evangelion’dan gelmektedir. Ayrıca Hz.İsa’nın gerçek öğretisi yerine de kullanılmaktadır. Reform hareketi esnasında Martin Luther kelimeyi kendi kurduğu Evanjelik Kilise hareketi için uyarlamıştır. Bugün hala Almanya’da Lutheryen Kiliseler için Evanjelik Kilise terimi kullanılmaktadır. İngilizce konuşulan dünyada, Kuzey Atlantik Anglo-Sakson dini geleneğini 18. ve 19. yüzyılda değiştiren ve farklılaştıran dini hareketler ve mezhepleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Bugün için evanjelizm, Amerika'daki Hıristiyan toplumunun tutucu kanadını ifade etmektedir. *Kitabın alt başlığı da büyük bir iddia: Beyaz Saray’ın Gizli Dini. Günümüz Amerikan yönetiminin üzerindeki Siyonist anlayışı ve evanjeliklerin etkisi nedir? 1970’lerden bu yana Amerikan yönetimi içerisinde, siyasi açıdan ve yönetim açısından gittikçe büyüyen bir etkiye sahipler. Ne kadar etkili olduklarını bu süreçte başkanlık yapan insanların inançlarından sözlerinden örnekler vererek ortaya koyabiliriz. Dönemin Amerikan başkanı Jimmy Carter New Jersey’deki Elisabeth Sinagog’unda yaptığı konuşmada şöyle sesleniyordu: “Sizinle aynı Tanrı’ya saygı duyuyorum. Bizler (babtistler) sizinle aynı Kitab-ı Mukaddes’i inceliyoruz. İsrail’in ayakta kalması siyasete bağlı değildir. Bu ahlaki bir ödevdir.” Bir konuşmasından Reagan İsrail için şöyle diyordu: “Armagedon işaretlerini gördüğümüz tam şu sıralarda İsrail bel bağlayabileceğimiz tek sağlam demokrasidir.” Mesela şimdiki başkan Bush bir konuşmasında inandığı misyonu şöyle izah ediyor: "Adalet ile zulüm her zaman birbirleriyle savaş halindedir. Ve Allah bunlar arasında tarafsız değildir. Biz iyiyle kötü arasında bir savaştayız. Amerika, kötülüğü iyilikten ayırt edecek." Sağ kanat dini gruplar üzerinde uzman olan Somerville-Massachusetts Politik Araştırmalar Merkezi analisti Chip Berlet "Bush, militan Hıristiyan evanjeliklerin kıyametçi ve mesihçi düşüncesini fazlasıyla taşıyor. İyi ile Kötü arasındaki büyük mücadelenin varlığına ve bu mücadelenin büyük bir ‘son’ savaşla biteceğine dair dünya görüşüne inanıyor görünüyor. Böyle bir dünya görüşüne sahip insanlar Tanrı’nın buyruğunu taşıdıklarını düşündükleri için insanlığı tahmin edilemez ve korkunç risklerle karşı karşıya bırakabilirler." Ayrıca 1970’lerden bu yana İsrail’e yapılan ABD yardım miktarları incelenirse desteğin finanssal boyutunun ne denli arttığı da görülebilecektir. *Evanjelik meznebinin ne kadar bağlıları var? 11 Eylül 2001’de yaşanan ikiz kulelere uçak çarpması olayından sonar bu oranda artış gözlemlenmektedir. 2002 yılı Gallup araştırmasına göre kendisini evanjelik olarak tanımlayanların oranı %46’ya çıkmıştır. Amerika tarihinde ilk kez bu oran, Irak savaşı ve Başkan Bush’un ‘ilahi misyon’ söylemleri ile belki 2003 yılında %50’yi geçebilme ihtimaline sahiptir. *Evanjelikler için kendileri dışındaki “öteki” insanların durumu nedir, bakışları nasıldır? Örneğin Müslümanlara? Her dinde olduğu gibi inananlar ve inanmayanlar sınıflandırması elbette onlarda da var. Her inanmayan onlar için potansiyel düşman. Müslümanlara Armageddon savaşında kendi Deccallarının safında kendilerine karşı savaşacaklar düşüncesi ile pek sıcak yaklaştıklarını söyleyemeyiz. Ayrıca Siyonist literatürden oldukça etkilendikleri için kendilerini Tanrı’nın seçilmiş insanları görmek hissiyatı bu inanışa sahip insanlarda da mevcut. Zaten yüzyıllar önce ataları Amerika topraklarını fethederken ‘Kenan Halkı’ tanımlamasıyla bariz bir Kızılderili katliamı da yapmış bulunmaktalar. Maalesef evanjeliklerde de din eksenli bir şövenist anlayış mevcut. *Evanjeliklerin Yahudilere ve Siyonizme bağlılıkları nereden kaynaklanıyor? İnançlarından. Çünkü onların bakış açısı ‘kıyamet eksenli’ bir dünya görüşü. Her ilahi dinin inanç sistematiği içerisinde bir cennet kavramı mevcut ama mesela biz Müslümanlar kendimizi yaşamak ve yaşatmakla mükellef görürüz inancımız gereği. Ölüm arzusu bizim inanç sistematiğimiz içerisinde hoş durmaz. Kıyameti arzulayan bir inanmışlar kitlesinin (ki hayata bakışları bu perspektifle şekillenmekte) sağlıklı bir ruh hali içerisinde olduklarını söylemek doğru olmaz. Evanjeliklerin esasen siyonizme bir bağlılıkları yok. Sadece siyonizme ihtiyaçları var. Çünkü siyonizmin temelinde yatan hedefler onların istediği şekilde dünyayı kıyamete sürükleyecek. Bu nedenle siyonizmin destekçisi ve bağlısı görünüyorlar. Bakın Cumhuriyetçilerden Oklahoma senatörü James Inhofe İsrail-Filistin sorunu hakkında ne diyor: “Bu bir politik savaş değildir. Tanrı’nın sözünün doğru olup olmadığı üzerine bir mücadeledir." (David Corn, Washington editor of The Nation, AlterNet, April 19, 2002) İnançlarına göre kendilerine vaat edilmiş cennetlerine, dünya krallıklarına ulaşmak için kıyametin önündeki kilometre taşlarının döşenmesi gayreti yapmaya çalıştıkları. Ne kadar çabuk o kadar iyi anlayışlarına göre. Ortadoğu karışmadan, Armageddon savaşı olmadan istediklerine ulaşamayacaklar, çünkü inandıkları kehanetler böyle. Ve bu kehanetler de Yahudilerin vaat edilmiş topraklara kavuşması gerektiğini söylüyor, yani Nil’den Fırat’a uzanan Ortadoğu coğrafyasına… *Kitabınızda Bush’un seçim kazanmasının arkasında evanjelik yayıncılığın büyük etkisi olduğunu iddia ediyorsunuz. Evanjeliklerin medyadaki rolü ve etkisi gerçekten bu kadar güçlü mü? Meselenin bir diğer boyutu da fundamentalist inancın savaşa olan ihtiyacıdır. Savaşın ve gerginliğin olmadığı noktada cepheleşmenin ve radikalleşmenin önü büyük oranda tıkanacaktır. Havarisiz İsa konumuna düşmek istemeyen fundamentalist Hıristiyan liderler cemaatleri üzerindeki gerilimi muhafaza etmeye çalışmaktadırlar. Bush’un seçilmesi bir açıdan onlar için bulunmaz nimettir. Ve şimdi tekrar seçilmesi için ellerinden geleni yapacaklarından emin olabilirsiniz. Amerika, Avrupa’ya oranla daha dindar bir topluluktur. Amerika’da haftada bir kilise ayinlerine katılma oranı neredeyse %50’dir. Ayrıca her kilise kendi çevresinde cemaatini oluşturur. Bununla beraber Evanjelik cemaatler televizyonu çok etkin olarak kullanırlar. Kendi kanalları, televizyon programları, şovları mevcuttur. Amerikan toplumunda televizyon seyretme oranlarını göz önünde bulundurursak medya ve özellikle televizyon aracılığıyla yapılan propagandanın tesirini hayal edebiliriz. Ayrıca şunu da eklemeliyim ki, Irak savaşının Amerikan toplumunun üzerindeki bütün olumsuzluklarına rağmen (savaşta öldürülen askerler, Irak’taki işkence görüntüleri, Irak’a karşı açılan savaşın mesnetsiz olduğunun ortaya koyulan delillerin birer yalandan ibaret olduğunun ortaya çıkması, vs.) Amerikan kamuoyundaki Bush desteği yapılan araştırmalarda hiçbir zaman %45-50 civarlarının altına inmedi. Bence bu Evanjelik kamuoyunun da gücünü göstermekte. Bugün hala Bush’un seçimi kazanma ihtimalinden bahsedebiliyorsak arkasındaki en büyük neden budur. *Armageddon savaşı nedir? Evanjelikler, Kitab-ı Mukaddes'in bazı bölümlerini, İsrail'deki Megiddo Ovası'nda yapılacak olan son büyük savaşı önceden bildirdiği şeklinde yorumlamaktadırlar. Mezkur savaş Kitab-ı Mukaddes'te İbranice Armagedon diye geçmektedir. Armagedon 'Megiddo Tepesi' anlamına gelmektedir. Yani bu savaş bugünkü İsrail'deki Megiddo Ovası'nda gerçekleşecektir. Armagedon ancak ve ancak Yahudilerin bir millet olarak Vadedilmiş Topraklar’da ( Ki bu topraklar Fırat ve Dicle havzasını da kapsamaktadır) yeniden bir araya gelmelerinden sonra gerçekleşecektir. ‘Milenyalist’ olarak adlandırılan bu mitsel doktrin diğer bazı kiliseler tarafından da kabul edilmektedir. Milenyalist doktrine göre Kitab-ı Mukaddes'te bu savaşın iki binli yıllarda olacağına dair işaretler bulunmaktadır. Diğer yandan, Mesih bu savaşta gökyüzünden inecek ve Deccal'ı Armagedon’da öldürecektir. Bundan sonra krallığını kuracak ve yıllar süren bir barış dönemi başlayacaktır. Fundamentalist Hıristiyanların İsrail'e olan yakın ilgileri Mesih'in ikinci kez dünyaya gelişine yol açacak olan bu savaşı bir an önce yerine getirmek için aracı olacaklarına dair inançlarından kaynaklanmaktadır *Evanjelik misyonerliğin en çarpıcı örneği zannediyorum, işgal altındaki Irak’ta yaşanıyor şu an.. Şu anda Irak’ta ciddi bir misyonerlik faaliyeti mevcut. Evanjelizmin doğmasından bu yana incelediğimizde son dönemki kadar yoğun misyonerlik faaliyetinin önceden olduğunu söylemek zor. Bunu biraz da inançlarından kaynaklandığını söyleyebilirim. Çünkü İncil’in hükmü uyarınca kıyameti kolaylaştırmak için her milletten/kavimden müritlerinin olmasına çalışıyorlar bir bakıma… Kendi inançlarını paylaşan bir Ortadoğu toplumu da gelecek tasvirleri açısından oldukça kolaylaştırıcı aynı zamanda. Misyonerlik faaliyetlerini sırf Irak’ta yürütmüyorlar ki! Bugün bilhassa Adapazarı depremi sonrası ülkemizde cirit atan misyonerler, bugün Güney Amerika’da, mesela Brezilya’da kurulan misyonlar ki koyu Katoliktir Güney Amerika’nın çoğunluğu, yavaş yavaş emellerine ulaşmaktadır. Bizim coğrafyamız için bu aslında yeni de değildir. Osmanlı’nın son döneminde Ermeni ayaklanmalarını kışkırtan Anadolu’daki Protestan misyonları da bu inancı taşımaktaydılar. *Hıristiyan Siyonist Örgütlerden bahseder misiniz? Bu örgütler, inancı eyleme dönüştürmüş organizmalardır. En temel özellikleri İsrail’e açıktan maddi, manevi destek olmalarıdır. İsrail’in kehanetlerindeki yerini sıcak tutmak için bu ülkeye turistik turlar düzenlerler, bazıları topladıkları gelirler ile İsrail’e göç eden Yahudilerin finansmanını sağlarlar, Siyonist kongre tertip etmişlerdir, Süleyman Mabedi’nin inşası için plan proje hazırlatan var içlerinde, başta Amerika içerisinde olmak üzere İsrail lehine lobi çalışması yapan mevcut.. Mesela içlerinden bir tanesini örnek vereyim: Kudüs Uluslararası Hristiyan Büyükelçiliği (ICEJ). Bu örgütün düzenleyicilerinden olduğu I.Hıristiyan Siyonist Kongresi’nde (ki ne tesadüf ilk siyonist kongreden yaklaşık yüzyıl sonra aynı yerde yapılmıştır.) Alman Jan van der Hoeven, muhtemel Filistin-İsrail barışını savunan Yahudileri hedef alarak şöyle söylemiştir: “İsraillilerin ne istediği umurumuzda değil! Bizi Tanrının dediği ilgilendirir! Tanrı o toprakları Yahudilere verdi!” (Grace Halsell, Prophecy and Politics, s.133) Evet 70 milyon Türkiye'de 90 bin Din Görevlisi 777 de bir Şimdi 300 milyonluk amerikada ki yaklaşık 240 milyonu hıristiyan 80 milyon üçte bir İnşaallah ne demek istediğim anlaşılmıştır
 
Üst Alt