incinme
Uzman Çavuş
Ev idaresinde erkek nelere dikkat etmeli..
Yalan söyleme
Hayatta hiçbir zaman yalan söyleme. Senin bir defa yalanını yakaladılar mı artık kimse doğru söylediklerine de inanmaz. Hele hele hanımına hiç yalan söyleme. Çünkü hanım, efendisine saygı duyar ve onun kendisinden üstün bir insan olduğunu kabul eder. Senin yalanını yakaladığı zaman bütün dünyası yıkılır. Artık senin her şeyine şüphe ile bakar. Hanımına duyurmak istemediğin bazı sırların olabilir. Söylemek mecburiyetinde değilsin. Sükût eder, geçiştirirsin.
Kibirli olma
Allahu Teâlâ'nın en çok gazabını celbeden huy, insanların kibir göstermesidir. Kibirli olma. Hele hanımına ve çocuklarına karşı sakın kibirlilik gösterme. Daima alçakgönüllü ol. Hanımını küçük görme. Hor görme. Kibirli bir idâreci memurları tarafından hiç sevilmez. Seviyor gibi gözükürlerse de sevmezler.
Temizliğe dikkat et
Vücut temizliğine dikkat et. Hanımına rahatsızlık verecek durumlardan kaçın.
Haram yedirme,
Emanete ihanet
etme
Hanımına ve çocuklarına sakın haram yedirme. Hırsızlık malını ve sana emanet olarak bırakılmış malları zaten yedirmezsin.
Çocuklarının
günah işlemelerine
göz yumma
Çocukların küçüklüğün verdiği bazı sebeplerle doğruyu yanlışı ayıramazlar. Onlar herhangi bir günah işlerlerse, hiç vakit kaybetmeden onları ikaz et. "Adam sen de, çocuktur" deyip geçme. Alışkanlık hâline geliverir ki, o zaman bıraktıramazsın.
Cömert ol
Cömert ol. Cimri olma. Bilhassa çoluk çocuğuna karşı cimrilik gösterme. Hanımına sık sık hediyeler al. O ısmarlamadan ihtiyacı olan bir şeyi alıp getiriverirsen, onu haddinden fazla memnun eder, gönlünü alırsın. Çocuklarına da cömert davran.
Tedbirli ol
"Dünyanın kırk türlü hâli vardır." derler. Çok doğrudur. Dünyanın iyi günleri de vardır, kötü günleri de. Kara gün için bir kenarda biraz paran bulunsun. Neyin ne zaman lâzım olacağı hiç belli olmaz. Kırılan ve eskiyen şeylere üzülme. Yalnız sen tedbirde kusur etme. Tedbirini aldıktan sonra kırılan şeylere müteessir olma. Bir eşya kırıldı diye kalp kırma. Kalp, eşyadan daha kıymetlidir.
Namuslu ol
Eğer namusunu başkalarından korumak istiyorsan, evvelâ kendin namuslu ol. Âlemin namusuyla oynayan bir ahlâksız sence makbul müdür? Birisi pencereden aileni gözetlese, yolda giderken kız kardeşine, hanımına, halana, teyzene, baldızına lafla veya elle sarkıntılık etse, rahatsız etse, eyvallah der misin
Namazla emret
Hanımına ve çocuklarına namazla ve oruçla emret. Bu Allah'ın emridir. Çocukların, yedi yaşına girmeden namaz kılmalarını öğrensinler. Tam yedi yaşına girdiğinde namaz kılmalarını söyle,
Ev işlerinde
yardımcı ol
Bir erkek hanımını yalnız geceleri değil; gündüzleri de sevmeli ve düşünmelidir. Onu sırf şehevî arzularını tatminden dolayı değil; eşi, hayat arkadaşı, dostu, saadet ve sevgi kaynağı, çocuklarının şefkatli annesi diye sevmelidir. Hanım ise, kocasına son derece hürmetle bağlanmalıdır. Karı koca yakınlığı bütün yakınlıklardan daha büyük bir yakınlık ifade eder. Gece gündüz bir arada yaşayan, bir yastıkta, bir yatakta yatan, fikirleri ve emelleri bir, başka türlü hangi yakınlık vardır? Hem erkek ve hem de hanım bu hisleri bilmeli ve bunlara göre kendilerini ayarlamalıdırlar. Kadınlar erkeklere nispetle zayıftırlar demiştik. Kendi vazifeleri olan ev işlerinde bile istenilen ölçüde başarılı olamadıklarını görürsün. Zaman zaman yardıma ihtiyaçları olur. Yardımcı oluver. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, elbisesinin söküğünü kendisinin diktiği rivayet ediliyor. O büyük Peygamber, müstesna insan, böyle yaparsa, bize ne yapmak düşer; sen anla. Boş zamanlarında yardımcı olursan, senden hiçbir şey eksilmez. Kadının evinin işlerini yapması, çamaşırlarını yıkaması, yemeğini hazırlaması dinen vaciptir. Yapmazsa Allah indinde günahkâr olur. Kocasına itaat etmeyip, bu işleri yapmadığından dolayı kocasının gönlünü kırarsa, cennete giremez.
Yalnız burada bir noktaya dikkatini çekmek isterim: Erkeğin, hanımını, saydığımız bu işleri yapmadı diye dövmeye hakkı yoktur. Yani koca, hanımını bunları yapmaya zorlayamaz. İslâm'da "Hanım bunları yapmaya mecbur değildir." sözü, "bunlar hanıma zorla ve döverek yaptırtılamaz." mânasınadır. Yoksa kadına evin içindeki işleri yapması dinen vaciptir.
Bütün bunlara rağmen hanımının yetişemediği yerleri sen tamamlayıver. Rahat edersin. Arkadaşlarının, yarenlik yaparken kullandıkları laflara kulak asma. Sen kendine Peygamber Efendimizi örnek al.
Kıskanç ol;
ama ölçülü...
Kıskanç ol; ama kıskançlıkta haddi aşma. Peygamberimiz:
"Kıskanmak imandan, kıskanmamak ise, münâfıklıktan ileri gelir." buyurmuştur. Kıskanma ile vesvese ve tecessüsü karıştırmamak lâzımdır. Bir erkek hanımını ve yakınlarının hanımlarını, Müslümanların hanımlarını yabancılardan kıskanır ve onları yabancılarla haşir neşir olmaktan korursa bu, dinî bir gayretten ve imandan gelen kıskançlıktır. Her Müslüman erkekte bulunması gereken bir haslettir. Fakat bir erkeğin sabah evden çıktıktan sonra evinde bıraktığı hanımı hakkında hiçbir şey bilmediği ve görmediği hâlde "Benim hanım acaba şu anda ne yapıyor, acaba falanla mı konuşuyor, acaba falan kimseyle yakınlık mı peydah ediyor?" gibi düşüncelere saplanması bir vesvesedir ve geçimsizliğe sebeptir. Bir adamın şüphe edilecek bir şey görmediği ve duymadığı hâlde hanımını kıskanması, Allahu Teâlâ'nın sevmediği bir kıskançlıktır. Çünkü bu Kur'anı Kerim'de kötülenen "sûi zan"dır.
Yine bir hadisi şerifte:
"Ben hakikaten kıskancım. Bir kimse kıskanç değilse, onun kalbi eğridir." buyrulmuştur.
Kıskanç olmayan erkek; hanımı yabancı erkeklerle konuşurken, tokalaşırken, kendisinden habersiz bir hâlde evini terk edip istediği yerde dolaşırken, kocasından habersiz yabancı erkeklerle seyahat ederken, bir yere misafirliğe gidildiğinde hanımının erkeklerle oturmasına ses çıkarmayan ve bunu normal gören erkek demektir.
Peygamber Efendimizin, damadı Hazreti Ali Efendimiz'e nasihati şudur:
"Yâ Ali! Sen kıskanç ol. Allahu Teâlâ kıskanan kimseleri sever."
Kapını, pencereni, perdelerini açık tutma. Peygamber Efendimiz:
"Bir kapı açık bırakılmışsa, hem kapıdan içeri bakan, hem de kapıyı açık bırakan ikisi de günahkârdır", buyurmuşlardır. Hâsılı oğlum; hanımı yabancılardan korumak mânasına gelen kıskançlık, güzel; vesveseye düşerek hanımının her şeyinden şüphe etmek mânasında bir kıskançlık çirkindir. İhtiyaçlarından
kısma
"Kendisine bol masraf yaptığı hâlde çoluk çocuğunun nafakasını kısan kimse, benim şefaatime nail olamaz." buyuran Fahrı Kâinat Efendimiz, imkânları olduğu hâlde çoluk çocuğuna cimrilikte bulunan kimseleri kötülemiştir. Yine bir hadisi şeriflerinde Peygamber Efendimiz:
"Bir kimse Allah yolunda bir altın harcasa, bir fakire bir altın verse, çoluk çocuğunun nafakası için de bir altın verse, ailesine verdiği bir altın, Allah indinde sevapça hepsinden üstündür."
Yalan söyleme
Hayatta hiçbir zaman yalan söyleme. Senin bir defa yalanını yakaladılar mı artık kimse doğru söylediklerine de inanmaz. Hele hele hanımına hiç yalan söyleme. Çünkü hanım, efendisine saygı duyar ve onun kendisinden üstün bir insan olduğunu kabul eder. Senin yalanını yakaladığı zaman bütün dünyası yıkılır. Artık senin her şeyine şüphe ile bakar. Hanımına duyurmak istemediğin bazı sırların olabilir. Söylemek mecburiyetinde değilsin. Sükût eder, geçiştirirsin.
Kibirli olma
Allahu Teâlâ'nın en çok gazabını celbeden huy, insanların kibir göstermesidir. Kibirli olma. Hele hanımına ve çocuklarına karşı sakın kibirlilik gösterme. Daima alçakgönüllü ol. Hanımını küçük görme. Hor görme. Kibirli bir idâreci memurları tarafından hiç sevilmez. Seviyor gibi gözükürlerse de sevmezler.
Temizliğe dikkat et
Vücut temizliğine dikkat et. Hanımına rahatsızlık verecek durumlardan kaçın.
Haram yedirme,
Emanete ihanet
etme
Hanımına ve çocuklarına sakın haram yedirme. Hırsızlık malını ve sana emanet olarak bırakılmış malları zaten yedirmezsin.
Çocuklarının
günah işlemelerine
göz yumma
Çocukların küçüklüğün verdiği bazı sebeplerle doğruyu yanlışı ayıramazlar. Onlar herhangi bir günah işlerlerse, hiç vakit kaybetmeden onları ikaz et. "Adam sen de, çocuktur" deyip geçme. Alışkanlık hâline geliverir ki, o zaman bıraktıramazsın.
Cömert ol
Cömert ol. Cimri olma. Bilhassa çoluk çocuğuna karşı cimrilik gösterme. Hanımına sık sık hediyeler al. O ısmarlamadan ihtiyacı olan bir şeyi alıp getiriverirsen, onu haddinden fazla memnun eder, gönlünü alırsın. Çocuklarına da cömert davran.
Tedbirli ol
"Dünyanın kırk türlü hâli vardır." derler. Çok doğrudur. Dünyanın iyi günleri de vardır, kötü günleri de. Kara gün için bir kenarda biraz paran bulunsun. Neyin ne zaman lâzım olacağı hiç belli olmaz. Kırılan ve eskiyen şeylere üzülme. Yalnız sen tedbirde kusur etme. Tedbirini aldıktan sonra kırılan şeylere müteessir olma. Bir eşya kırıldı diye kalp kırma. Kalp, eşyadan daha kıymetlidir.
Namuslu ol
Eğer namusunu başkalarından korumak istiyorsan, evvelâ kendin namuslu ol. Âlemin namusuyla oynayan bir ahlâksız sence makbul müdür? Birisi pencereden aileni gözetlese, yolda giderken kız kardeşine, hanımına, halana, teyzene, baldızına lafla veya elle sarkıntılık etse, rahatsız etse, eyvallah der misin
Namazla emret
Hanımına ve çocuklarına namazla ve oruçla emret. Bu Allah'ın emridir. Çocukların, yedi yaşına girmeden namaz kılmalarını öğrensinler. Tam yedi yaşına girdiğinde namaz kılmalarını söyle,
Ev işlerinde
yardımcı ol
Bir erkek hanımını yalnız geceleri değil; gündüzleri de sevmeli ve düşünmelidir. Onu sırf şehevî arzularını tatminden dolayı değil; eşi, hayat arkadaşı, dostu, saadet ve sevgi kaynağı, çocuklarının şefkatli annesi diye sevmelidir. Hanım ise, kocasına son derece hürmetle bağlanmalıdır. Karı koca yakınlığı bütün yakınlıklardan daha büyük bir yakınlık ifade eder. Gece gündüz bir arada yaşayan, bir yastıkta, bir yatakta yatan, fikirleri ve emelleri bir, başka türlü hangi yakınlık vardır? Hem erkek ve hem de hanım bu hisleri bilmeli ve bunlara göre kendilerini ayarlamalıdırlar. Kadınlar erkeklere nispetle zayıftırlar demiştik. Kendi vazifeleri olan ev işlerinde bile istenilen ölçüde başarılı olamadıklarını görürsün. Zaman zaman yardıma ihtiyaçları olur. Yardımcı oluver. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, elbisesinin söküğünü kendisinin diktiği rivayet ediliyor. O büyük Peygamber, müstesna insan, böyle yaparsa, bize ne yapmak düşer; sen anla. Boş zamanlarında yardımcı olursan, senden hiçbir şey eksilmez. Kadının evinin işlerini yapması, çamaşırlarını yıkaması, yemeğini hazırlaması dinen vaciptir. Yapmazsa Allah indinde günahkâr olur. Kocasına itaat etmeyip, bu işleri yapmadığından dolayı kocasının gönlünü kırarsa, cennete giremez.
Yalnız burada bir noktaya dikkatini çekmek isterim: Erkeğin, hanımını, saydığımız bu işleri yapmadı diye dövmeye hakkı yoktur. Yani koca, hanımını bunları yapmaya zorlayamaz. İslâm'da "Hanım bunları yapmaya mecbur değildir." sözü, "bunlar hanıma zorla ve döverek yaptırtılamaz." mânasınadır. Yoksa kadına evin içindeki işleri yapması dinen vaciptir.
Bütün bunlara rağmen hanımının yetişemediği yerleri sen tamamlayıver. Rahat edersin. Arkadaşlarının, yarenlik yaparken kullandıkları laflara kulak asma. Sen kendine Peygamber Efendimizi örnek al.
Kıskanç ol;
ama ölçülü...
Kıskanç ol; ama kıskançlıkta haddi aşma. Peygamberimiz:
"Kıskanmak imandan, kıskanmamak ise, münâfıklıktan ileri gelir." buyurmuştur. Kıskanma ile vesvese ve tecessüsü karıştırmamak lâzımdır. Bir erkek hanımını ve yakınlarının hanımlarını, Müslümanların hanımlarını yabancılardan kıskanır ve onları yabancılarla haşir neşir olmaktan korursa bu, dinî bir gayretten ve imandan gelen kıskançlıktır. Her Müslüman erkekte bulunması gereken bir haslettir. Fakat bir erkeğin sabah evden çıktıktan sonra evinde bıraktığı hanımı hakkında hiçbir şey bilmediği ve görmediği hâlde "Benim hanım acaba şu anda ne yapıyor, acaba falanla mı konuşuyor, acaba falan kimseyle yakınlık mı peydah ediyor?" gibi düşüncelere saplanması bir vesvesedir ve geçimsizliğe sebeptir. Bir adamın şüphe edilecek bir şey görmediği ve duymadığı hâlde hanımını kıskanması, Allahu Teâlâ'nın sevmediği bir kıskançlıktır. Çünkü bu Kur'anı Kerim'de kötülenen "sûi zan"dır.
Yine bir hadisi şerifte:
"Ben hakikaten kıskancım. Bir kimse kıskanç değilse, onun kalbi eğridir." buyrulmuştur.
Kıskanç olmayan erkek; hanımı yabancı erkeklerle konuşurken, tokalaşırken, kendisinden habersiz bir hâlde evini terk edip istediği yerde dolaşırken, kocasından habersiz yabancı erkeklerle seyahat ederken, bir yere misafirliğe gidildiğinde hanımının erkeklerle oturmasına ses çıkarmayan ve bunu normal gören erkek demektir.
Peygamber Efendimizin, damadı Hazreti Ali Efendimiz'e nasihati şudur:
"Yâ Ali! Sen kıskanç ol. Allahu Teâlâ kıskanan kimseleri sever."
Kapını, pencereni, perdelerini açık tutma. Peygamber Efendimiz:
"Bir kapı açık bırakılmışsa, hem kapıdan içeri bakan, hem de kapıyı açık bırakan ikisi de günahkârdır", buyurmuşlardır. Hâsılı oğlum; hanımı yabancılardan korumak mânasına gelen kıskançlık, güzel; vesveseye düşerek hanımının her şeyinden şüphe etmek mânasında bir kıskançlık çirkindir. İhtiyaçlarından
kısma
"Kendisine bol masraf yaptığı hâlde çoluk çocuğunun nafakasını kısan kimse, benim şefaatime nail olamaz." buyuran Fahrı Kâinat Efendimiz, imkânları olduğu hâlde çoluk çocuğuna cimrilikte bulunan kimseleri kötülemiştir. Yine bir hadisi şeriflerinde Peygamber Efendimiz:
"Bir kimse Allah yolunda bir altın harcasa, bir fakire bir altın verse, çoluk çocuğunun nafakası için de bir altın verse, ailesine verdiği bir altın, Allah indinde sevapça hepsinden üstündür."