Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Gazi Ömer Kamış

F@lsefe

Uzman Onbaşı
GAZİ ÖMER KAMIŞ

Yaş:106 Çanakkale ve Sakarya Savaşı’na katıldı,İstanbul Alibeyköy’de gecekonduda yaşıyor

Gazi Ömer Kamış, sadece Kurtuluş Savaşı’nda değil, Çanakkale Savaşı’nda da savaşmış. Çanakkale’ye giden son Anzak geçen yıl, son İngiliz askeri de bu yaz öldüğüne göre, belki de o, şu anda yeryüzünde bu korkunç savaşta bulunmuş tek asker. 1315 (1897) Selanik doğumlu. Salih Bey’le Hanife Hanım’ın altı çocuğundan en küçüğü. 112 yaşındaki ablası Bursa’da yaşıyor.

1913′te Selanik’te Türk ve Rum gençleri arasında çıkan bir kavgada Ömer Kamış bir Rum çocuğunu yaralamış,Atina’ya kaçmış. Gülcemal Vapuru’ nun Atina açıklarında demirlediğini öğrenmiş.Yüzerek Gülcemal’in güvertesinde soluğu almış. Arkadaşı Ali gemide baş ateşçiymiş. Yunan Sahil Muhafaza ekipleri Gülcemal’e baskın yapmış. Ali, ”hemen üst tarafındaki elbiseleri çıkar ve kendini kömüre bula” demiş. Eline de bir kürek vermiş. Muhafızlar kazan dairesindeki ateşçileri görünce ses çıkarmadan çekip gitmiş. Önce Çatalca’daki akrabalarının yanına yerleşmiş genç Ömer. Birinci Dünya Savaşı çıkınca gönüllü olmuş. Gazilik künyesinde şunlar kayıtlı: 4′üncü Piyade Alayı, 3′üncü Tabur, 10′uncu bölük. Muharebe Birliği. Rütbesi: Kıdemli er başçavuş. Şubesi: Çatalca. Baba Adı: Salih, Anne adı: Hanife.

Çanakkale Savaşı’nı çok iyi hatırlıyor. Cephedeki Selanikliler birbirini tanıdığı için Mustafa Kemal’in bu savaşta albaylığa yükseldiğini biliyor. Onu Conk Bayırı yakınlarında birkaç kez görüyor ama 18 yaşındaki Ömer sadece çavuş olduğu için Albay Mustafa Kemal’le konuşamıyor. 1918 sonunda ordu dağıtılınca Aydın’ın Nazilli ilçesine gidip Demirci Mehmet Efe’nin yanında çete savaşına katılıyor. Daha sonra düzenli orduya katılıp muharebe birliğindeki görevine dönüyor. Eskişehir, Dumlupınar, Afyon ve Sakarya savaşlarına katılıyor. Ayağından ve kolundan yaralanıyor. Esir alınan Yunan askerlerinin üniformalarını giyerek kendisi gibi iyi Yunanca bilen iki arkadaşıyla karşı cepheye sızıyor, bir cephaneliği havaya uçuruyorlar. Bu savaşlardan bakın neler hatırlıyor:

”Savaşta insanı bekleyen en büyük tehlike kandır. Bildiğimiz insan kanı. Ben ne babayiğitler gördüm, savaş meydanında kan tuttuğu için baygınlık geçirdiler. Demirci Mehmet Efe, bir gün bana dedi ki, ‘Bugünkü savaş çok kanlı geçecek. Kılıcını kınından çıkar ve dudaklarının arasında şöyle bir gezdir.’ Bismillah deyip dediğini yaptım. Ondan sonra hangi çarpışmaya girsem bunu tekrarladım. Çok faydalı oldu.”

Bir başka anısı da Fahrettin Altay’la ilgili: ”5. Süvari Kolordu Komutanıydı. Boyu iki metreyi geçiyordu. Atatürk, Fahrettin Paşa kadar uzun boylu değildi. Boyu senin kadardı ama ondaki heybet kimsede yoktu.”

Gazi Ömer Kamış,terhis olduktan sonra Atatürk’ün şimdi Alibeyköy Barajı’nın suları altında kalan çiftliğinde bekçi olarak çalışmaya başlamı ş. 1932 sonbaharında Atatürk’ün yolu çiftliğe düşmüş. Paşa, Ömer Dede’nin Selanikli olduğunu öğrenince, ‘Ben seni çıkaramadım, peki sen beni tanıyor musun?” demiş. Ömer Kamış, ”Sizi bütün dünya tanıyor paşam” diye yanıtlamış. Atatürk, sadece gülümsemiş.

Atatürk Çiftliği’nde görev yaptığı sırada 5 lira aylık alıyormuş. Gazi maaşını kabul etmemiş. Maaşını Kızılay’a bağışladığını yazıyla bildirmiş askerlik şubesine: ”Biz para için savaşmadık ki. Şimdi evimi ırz düşmanları ve hırsızlar bassa, ben de çocuklarımı,karımı korumak için mücadele versem bunun için bana para verilmesi mi lazım?”

Böyle söylüyor ama yaşadığı iki göz damda o kadar çok güç durumda ki. 42 yıllık eşi Emine Hanım şimdi 71 yaşında. Beş çocukları ve 21 torunları var. Ama sel gitmiş kum kalmış. İki yaşlı çift yalnız başlarına. Ömer Dede, birkaç yıl önce Çatalca askerlik şubesine gidip gazi maaşını tekrar almaya çalışmış. ”Tamam senin askeriyeye girişin var ama çıkışın gözükmüyor, kayıt defterleri kayıp” diye geri çevirmişler. Bir daha askerlik şubesine adımını atmamış. Şimdi Alibeyköy Çırçır Mahallesi’nde, Maslak Yokuşu’ndaki derme çatma evlerinde geçmişin anıları yla iç içe yaşayıp gidiyor…
 
Üst Alt