Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Hasan Güven ve Hüseyin Güven

F@lsefe

Uzman Onbaşı
HasanHuseyinGuven.jpg


Samsun cezaevine geldiğimizde on kişi olan ülkücüler hem zalim idareye hemde sistemin örtülü ayakları olan şer örgütlerinden yüz kişiye karşı amansız bir savaş veriyorlardı. Bir'e on böylece yurdun her tarafında olduğu gibi burada da ilay-ı kelimetullah davasının bir avuç neferi on katına karşı ayakta kalma mücadelesi veriyorlardı. Bizim İstanbul'dan sağlam bir ekiple gelmemiz düşmana korku arkadaşlarımıza sevinç getirmişti.



Dışarıda (Samsun) hergün üç-beş kişinin öldüğü dehşet bir vuruşma vardı. Bizim güçlü bir kadroyla Samsun'a gelmemiz dışarıdaki mücadeleyi de lehimize etkilemişti. Bu cezaevine geldiğimde 15-16 yaşlarında bir çocuk dikkatimi çekmişti. Mecbur kalmadıkça konuşmaz hep güleryüzle bizleri dinlerdi. Duvarlara ismini yazardı Hüseyin Güven diye. Ama arkadaşları sonuna bir “me” koyarlardı o zaman Hüseyin Güvenme olurdu ve biz hep beraber gülerdik. Hüseyin karadeniz aksanının o tatlı sevecen uslubuyla arkadaşlarına kızar benim baktığımı görüncede mahcup mahcup tebessüm ederdi.

Yanakları al al duruşu sert anadolunun bütün güzelliklerini kendi karakterinde toplamış bu yiğit zaman zaman yanıma gelir ülke meseleleri üzerine sohbetler ederdi. Komünist unsurları ve eylemlerini irdeliyordu. Bir keresinde:

-Hocam bu komünist örgütlerin işlerini anlamak mümkün değil. “Kapitalizme Ölüm” diyorlar ama hep sokakta ekmek peşinde koşan garip insanları vuruyorlar. Bir tane patron’a yönelik eylemlerini görmedik. Ümraniye’de beş işçiyi vurmalarını bir türlü anlayamıyorum. Patron düşmanıyız derken işçileri ortadan kaldırıyorlar.

Hüseyin genç hattâ çocuk yaşına rağmen meseleleri kökünden oynatacak tesbitler yapardı. Biz de hayranlık içerisinde onun yorumlarını dinlerdik.

Böylece haftalar aylar geçti ve ben İstanbul Selimiye askeri cezaevine nakil oldum. Ve gene o meş'um haber bana ulaşmıştı Hüseyin şehit olmuştu.

Hüseyin tahliye olduktan bir kaç gün sonra Samsun'da 11 mart 1980 tarihinde pusuya düşürülüyor ve şehadet makamına erişiyordu. Kendinden sadece iki hafta sonra abisi Hasan Güven'de Mart'ın 25 inde şehitler zincirinin bir halkası olacaktı.

Onüç gün ara ile iki evladını şehit veren baba Dursunali Güven'de bu acıya daha fazla dayanamayarak o da oğullarının ardından toprakla kucaklaşıyordu.


Aslen Tokatlı iki ülkü devinin fotoğraflarına ve özgeçmişlerine kısa bir süre önce ulaşmamızın ardından aynı gün ve aynı yerde şehit edilişlerinin 26. yılında aziz ruhları önünde minnet ve saygıyla eğiliyoruz.... Ruhları şad olsun...
 
Üst Alt