Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

Evlilikte Asık Suratlılık Konusunda Erkeklere Tavsiyeler..

ebru76

Çavuş
Yasaklı Kullanıcı
İslam, erkeklere, eşlerine karşı asla asık suratlı olmamalarını, daima güler yüz göstermelerini ve tebessüm etmelerini tavsiye eder.
Dışarıda başkalarıyla münakaşa etmiş, onlara öfkelenmiş ve morali bozulmuş bir erkek, eve geldiğinde her türlü olumsuzluğu geride bırakmalı yaşadığı tatsız olayların acısını onlarla hiçbir ilgisi olmayan eşinden çıkarmamalıdır.
Evet, insanın içinde sıkıntı olduğu zamanlar ister istemez moral bozukluğu yaşanır ve suratlar asık olur.Ama bunun acısınu suçu olmayan birinden çıkarmak, nefsini ıslah etmemiş cahil insanların işidir.
Akıllı bir erkek kendi kendine şöyle demelidir: ” Dışarıda başkası beni öfkelendirmişse bunu neden eve taşıyayım? Karım ve çocuğumun bunda hiç bir suçu yok. O halde moralimin bozuk olduğunu onlara hissettirmeyeyim, yoksa benim bu halimi görünce onlar da üzülebilirler…
Şair ne güzel demiş:
“Suç işledi diye hain demirci
Asıldı Şuşter’de masum kalaycı”
Dolayısıyla onları rahatsız etmekle ne derdime bir çare bulabilirim, ne de beni öfkelendiren kimseden intikam almıl olurum. Bilakis hem moralimi daha da bozup rahatsızlığımı arttıracağım,hem de günahsız birini üzüp kalbini kıracağım.”
İslam, Müslümanlara sıkıntılarını içlerinde saklamalarını, din kardeşlerine karşı daima güler yüzlü olmalarını tavsiye eder. Başkalarına karşı böyle olunması gerektiğini tavsiye eden İslamın aynı evde yaşayan ve aynı yastığa baş koyan eşlerden birbirlerine sinirlenmelerini, asık suratlı olmalarını ve cephe almalarını hiç istemediği açıkça ortadadır. “İman ehli, kafirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler” mealindeki ayetin en güzel örneği karı-koca arasındaki muhabbettir.
Kırk yıl eşiyle aynı yastığa baş koymuş, bir kere dahi ona surat asmamış, yüzünü ekşitmemiş ve boş yere onu huzursuz etmemiş erkeğe ne mutlu!..
Birisi şöyle bir anısını anlatıyordu:
“Bir gün eve gittiğimde karımın sinirli olduğunu gördüm.Hiçbir suçum olmadığı halde bana da kızmaya başladı. Şaşırdım. Bir süre sonra siniri yatıştı.Yumuşak bir edayla karşıma geçip oturdu ve bana “Seni seviyorum ve seninle evli olduğum için çok mutluyum.Bugün soğuk havada elbise yıkamıştım. Çamaşırlar birkaç kez yere düştü. Her defasında yeniden yıkamak zorunda kaldım. Bir yandan çamaşırların stresi, bir yandan da çocukların yaramazlıkları, derken moralim bozuldu. Bu yüzden kendime hakim olamayıp sana da kızgın davrandım. Şunu bilmeni isterim ki benim kızgınlıklarım hep böyledir, ciddi değildir.Sana karşı bir kızgınlığım da yok. Sakın seni sevmediğimi düşünmeyesin!” dedi. Eşimin bu yaklaşımı beni mutlu etmişti.Nen de ona dedim ki: “Sen de şunu bilesin ki yer yer benim de sana kızdığım olsa da, ben de seni seviyorum. Sana ve çocuklarıma bağlıyımdır. Ama bazen evimizin dışında karşılaştığım bazı şeylere sinirleniyorum. O halde eve gelince kendimi toparlamam bazen saatler alıyor.Bu süre içerisinde suratımı
ekşitip sinirli görünsem de , bu size karşı değildir Böyle olduğum zamanlar sakın beni ciddiye alma ve bu sözlerimi bana hatırlat.”
O günden bugüne, aradan on beş yıldan fazla bir zaman geçti ve eşimle aramda en küçük bir tartışma dahi olmadı.”
Ne mutlu böyle karı-kocalara! Diğer eşler de bir panoya “Ciddi değiliz” diye yazı yazıp altını imzalasalar ve tartışma esnasında birbirlerine bu panoyu ve altındaki imzalarını hatırlatsalar ne iyi olurdu.
Delil:
1-Resul-i Ekrem (saa): ” Kadınların kocaları üzerindeki hakları şunlardır: Kocaları onları aç bırakmamalı, bedenlerini örtmeli (giysi temin etmeli) ve yüzlerini onlara ekşitmemelidir.[1]
2-İmam Ali (as): “Mümin, güleçliği yüzünde, üzüntüsü içinde olan kimsedir.” [2]
3-”Muhammed (saa) Allah’ın resulüdür. Onunla beraber bulunanlar kafirlere karşı çetindirler, kendi aralarında ise merhametli.”[3]
 
Üst Alt