Ezan oldum dinmedim, bayrak oldum inmedim, şehit oldum ölmedim. Adım Müslüman soyadım Türk benim...
  • ULVİ HOCAM NURKUL HOCAM 3700 GÜN 10 YIL OLDU LÜTFEN GELİN SİZİ ÇOK ÖZLEDİK.. İlimyuvası Yönetim İletişim ilimyuvasi.com@gmail.com

ŞART EDATLARI (İki fiili muzariyi cezm edenler)

F@lsefe

Uzman Onbaşı
ŞART EDATLARI (İki fiili muzariyi cezm edenler): İki fiili muzariyi birden cezmeden edatların başlıcaları şunlardır; bunlara şart isimleri de denir.
1- من Kim çok okursa bilgisi artar من يقرأ كثيرا تزدد معرفته
2- ما Ne iyilik yaparsanız Allah onu bilir ما تفعلوا من خير يعلمه الله
3- اِن Okursan anlarsın اِنْ تقرأ تفهم
4- اذما Koşarsan yorulursun اِذْما تجر تتعب
5- مهما Ne yaparsan onu bulursun مهما تفعل افعل
6- متى Ne zaman yalan söylersen hor görülürsün متى تكذب تحقر
7- ايان Ondan ne zaman yardım istersen sana yardım eder أيان تستنجد به ينجدك
8- اى Kimi sayarsan sayarım أيا تحترم احترم
9- اين Nerede olursanız olun ölüm size erişir اين ما تكونوا يدرككم الموت
10- انى Nereye gidersen giderim أنى تذهب أذهب
11- حيثما Nereye kar yağarsa (orada) hava soğuk olur. حيثما ينزل الثلج يبرد الجو
12- كيفما Nasıl vurursan öyle vurur.كيفما تضرب يضرب
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
Arapçada şart, iki ayrı cümleden oluşur. Birinci cümlenin başında şartı sağlayan bir edat bulunur. Bu edata “şart edatı” denir. Şart edatının başında bulunduğu cümleye “şart cümlesi”, bu cümleyi takip eden ikinci cümleye ise “cevap cümlesi” ya da “ceza” adı verilir. Şart cümlesi eylemleri bir koşula bağlarken cevap cümlesi ise şartın gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak olan sonuçları bildirir. Arapçada şart edatları işlevleri bakımından iki grupta toplanır:
1) Cezm Eden Şart Edatları: Bu edatlar, kendilerinden sonra gelen birinci cümledeki muzari fiili şart fiili olarak, ikinci muzari fiili de cevap fiili olarak cezm ederler. Yapıları bakımından bu edatlar üçe ayrılır.
a. Zarf Olanlar : متى، ايّان، انّى، حيثما
b. İsim Olanlar : ايّ، مهْما، ما، مَن

c. Harf Olanlar : إ ذما، إن

2) Cezm Etmeyen Şart Edatları : أما، إذا، كُلّما،لو، لولا، لوما

 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
: Mekana bağlı şartı ifade eden edatlardan biridir. İki fiili cezm eder. “حيثما ،
كيفما ، أينما ” ile aynı anlamdadır.


Örnek:
أنّى تكنْ أكنْ.
“Nerede olursan, orada olurum.”

-Bu örnekte cümle başındaki şart edatı, birinci fiil olan “تكن” ve ikinci fiil olan “اكن

kelimelerini meczum yapmıştır. Böylelikle iki fiili birden cezm etmiştir.


أنّى ينزلْ ذو العلم يُكْرمْ.ِ

“İlim sahibi nereye inerse (nerede durursa), kendisine saygı gösterilir.”
أنّى تعملْ فهناك السعادة.
“Nerede çalışırsan, saadet oradadır.”
انّى تَرْكبْ درّاجَتك أركبْها.
“ Bisikletine nerede binersen, ben de (orada) binerim.”

انّى تَجْلسْ تَرْتحْ.
“Nerede oturursan, orada dinlenirsin.”

أنّى تفعلْ يفعلْ صديقك.

“ Sen nasıl yaparsan, arkadaşın da öyle yapar.”
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
: “اينya da “ اينما”şeklinde kullanılabilir. Anlamları ve fiildeki etkileri aynıdır.
Mekanla birlikte ortaya çıkan şarttır. “Nerede…ise ,her nerede…ise” anlamınlarına gelir.

İki fiili meczum eden şart edatlarındandır.



Örnek:
أَيْنَمَا تَكُونُوا يُدْرِكْكُمْ الْمَوْتُ.[1]

“Nerede olursanız olun, ölüm size yetişir.”
اينما تذهبْ أذهبْ معك.
“Nereye gidersen, seninle birlikte gelirim.”
أين تجدْ العلمَ إذهبْ هناك.
“İlmi nerede bulursan, oraya git.”
أين تزرْ في الأرض تجدْ شيأً جميلاً.
“Dünyada nereyi ziyaret etsen, güzel bir şey bulursun.”

أينما تجلسْ أجلسْ هناك.
“Her nerede oturursan oraya otururum.”


أين ما تكونوا ياْتِ بكم الله جميعاً.[2
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
أيان : Belirli olmayan bir zamanı ifade eden şart edatıdır. Daha çok gelecek zaman

kastedilir. “ Ne zaman…ise ” anlamındadır. İki fiili birden cezm eder.


Örnek:
أيّان تسألْني أجِبْك.
“Ne zaman soru sorarsan, sana cevap veririm.”

-Bu örnekte şart cümlesinin başındaki şart edatı, birinci fiil olan “تسأل” ve cevap cümlesinin

başındaki “أجب” muzari fiillerini cezm etmiştir.


Örnek:

أيّان أذهبْ إلى السوق يذهبْ.
“ Ben ne zaman çarşıya gidersem o zaman gider.”

أيّانَ تسْتَنْجِدْ به يُنْجِدْك.
“Ondan ne zaman yardım istersen, sana yardım eder.
أيّان تأْتنا تَلْقَ خيرا.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
حيثما
حيثما : Mekana bağlı şartı ifade eden bir zarftır. “Her nerede…,her neresi…,nerede…ise”

gibi anlamlara gelir. İki fiili cezm eder.
Örnek:
حيثما ينزِلْ مطرٌ يَنْمُ الزرعُ.
“Yağmur nereye yağarsa, (orada) ekinler büyür.”
-Bu örnekte şart edatı, başında bulunduğu şart fiili “ينزل” ve cevap fiilinin başında
bulunan “ينم” fiilini cezm etmiştir.
Örnek:
حيثما تقعدْ أقعدْ.
“Nereye oturursan, otururum.”
-Bu şart edatından sonra mazi bir fiil de gelebilir.
Örnek:
حيثما سافرتَ يأْتِ معك ابنُك.
“ Nereye gidersen (git), oğlun seninle gelir.”
حيثما يَكُنْ الجوّ بارداً جدّاً يَنْزلْ الثّلجُ.
“Nerede hava çok soğuk olursa, kar yağar.”
حيثما تُشاهدْ المبارة أُ شاهدْ من هناك.
“ Maçı nereden seyredersen, ben de oradan seyrederim.”
حيثما تذْهبْ يُقَدّرْ لك اللهُ نجاحاً.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
إن ” harf olan şart edatlarındandır. Daima fiilden önce gelir. Başına geldiği cümledeki
her iki muzari fiili de cezm eder. Bu edatla sağlanan şartın gerçekleşmesine bağlı olarak

cevap da gerçekleşebilir. Şart cümlesine “eğer, şayet,…ise” gibi anlamlar katar.


Örnek:
إنْ تذاكرْ تنْجحْ
“(Dersini) tekrar edersen başarılı olursun.”


-Bu örnekte إن şart edatı, muzari bir fiilin başına gelmiştir. Cezm eden bir edat olarak

تذاكر” fiilini meczum yapmıştır. Cevap fiili de muzari bir fiil olduğu için edatın etkisiyle

meczum olmuştur.


Örnek:

إن تقرأْ منتبهاً تستطعْ أن تفهمْ.
“Dikkatli okursan anlayabilirsin.”
إن تزوروا الأثار القديمة تتعلموا شيأ كثيراً.
“Eski eserleri ziyaret ederseniz, çok şey öğrenirsiniz.”

Cevap, gelecek zaman ifade eden bir fiil olabilir.

Örnek:
إنْ تذاكرْ فَسَتَنْجَحُ.
“(Dersini) tekrar edersen başaracaksın.”

-Bu edat mazi bir fiille de kullanılabilir. Bu durumda cümle muzâri bir fiilin verdiği

anlamı taşır.
Örnek:
Iإنْ قال ذلك كذب.
IIإنْ يقُلْ ذلك يَكْذِبْ.
“Eğer o bunu söylerse, yalan söyler.”

-Bu örnekte her iki cümlenin de anlamı aynıdır. Birinci cümlede şart ve cevap fiilleri

mazidir. Bu yüzden edat fiillere etki etmemiştir. İkinci cümlede ise şart ve cevap fiilleri

muzâridir ve edatın etkisiyle cezm olmuşlardır.
-Geçmiş zamana dönük şart anlamı taşıyan cümleler “قد” harfi ile ifade edilir.
Örnek:
إنْ كان قَدْ قال ذلك كذب.
“Eğer bunu söylediyse, yalan söyledi.”

Örnek:

إنْ كان قميصُه قدَّ من قُبُلٍ فصدقتْ.
“ Eğer onun gömleği önünden yırtılmışsa, o (kadın) doğru söylemiştir.”


- Cevap cümlesi isim cümlesi olarak da gelebilir. Bu durumda cevap cümlesinin

başında “ ف” harfi olur.

Örnek:

إنْ قُلتَ هذا فأنتَ من الكافرين.

“Bunu söylersen, sen kâfirlerdensin.”

إنْ ile ifade edilen şart anlamı emir fiille de karşılanabilir. Bu durumda aşağıdaki örnekte

olduğu gibi emir fiilin başında bir “ف” harfi bulunur.

Örnek:
إنْ سافرتَ فاكتُبْ لي رسالةً.
“Şayet yolculuğa çıkarsan bana bir mektup yaz.”

- إن şart edatından sonra olumsuz bir fiil getirilerek de şart anlamı sağlanabilir. Genellikle

لم” olumsuzluk edatı ile kurulan bu cümleler “Şayet …...(değil)se, -şayet …...-mediyse,

şayet …...-memişse” şeklinde tercüme edilebilir.
.
Örnek:
إنْ لم تُساعِدْني فَلَنْ أُساعدَك مُطلَقاَ.
“Sen bana yardımcı olmazsan, ben de sana kesinlikle yardımcı olmam.”
- إن olumsuzluk edatı olan “لا[1] ile birleştiğinde olumsuz şart edatı olarak kullanılır.

Yan yana gelen bu iki edat kaynaşarak “إلاّ” şeklinde görülür.
Örnek:
صُنْ لِسانك و إلاّ يقْطَعْك.
“Dilini tut, aksi takdirde seni keser.”
-Bu örnekte cümlenin başında bir şart edatı kullanılmamıştır. Şart anlamını taşıyan,
cümlenin başındaki “صُنْ” emir fiilidir.




-Cevap fiili gelecek zamanın olumsuzu anlamını veren “لن” ile de başlayabilir. Bu
durumda cevap cümlesinin başında “ف” harfi görülür. Bu harf “لن” edatı ile birleşerek

فَلَنْ” şeklinde yazılır.
Örnek:
... إنْ تَستغْفِرْ لهم سبعين مرة فَلنْ يَغْفِرِ اللهُ لهم...
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
: Cezm eden ve mebnî olan şart edatlarındandır. Diğer şart edatlarından ayrı olarak
harftir. “Eğer, şayet,… ise” gibi anlamlara gelir. Bu edat “ ما ” olmadan cezm edatı

olarak kullanılmaz.


Örnek:

إذما تتعلّمْ تتقدَّمْ.
“ Öğrenirsen yükselirsin.”

-Bu örnekte cümlenin başındaki şart edatı , şart fiili “تتعلم” ve cevap cümlesinin

başındaki “تتقدم” fiilini cezm etmiştir.


Örnek:

إذما تَحترموا تُحترموا.
“Saygı duyarsanız, saygı görürsünüz.”

إذما تَذهبْ إلى السينما تُشاهدْ هذا الفلم
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
كَيْفَما
كَيْفَما : “ Her nasıl … ise, nasıl…ise ” anlamına gelen şart edatıdır. Şart cümlesindeki her

iki muzâri fiili de cezm eder.


Örnek:

كَيْفَما تعاملْ إخوانَك يُعاملوك.
“ Kardeşlerine nasıl davranırsan, (onlar da) sana öyle davranırlar.”


-Bu örnekte cümlenin başındaki şart edatı , şart fiili olan “تعامل”ve cevap olan “ يعاملون

fiilini cezm etmiştir.


Örnek:
كيفما تفعلْ أفعلْ.
“ Sen nasıl yaparsan, ben de öyle yaparım.”

كيفما يرقصوا ترقصْ.
“ Nasıl dans ediyorlarsa öyle dans edersin.”
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
: Cansız varlık ve kavramlar için kullanılan ve isim olan şart edatlarındandır. İki fiili
birden cezm eder. “Her ne…ise, ne…ise” gibi anlamlara gelir.


Örnek:
ما تعملْ تجْزَ به.
“Ne yaparsan onun karşılığını görürsün.”


Örnek:
ما تدخّرْ في السعة تجدْه عند الحاجة.

“Genişlikte ne toplarsan, ihtiyaç halinde onu bulursun.”
ما تقدّمْه من خيرٍ يعلمْه اللّهُ.
“Ne iyilik yaparsan (yap), Allah onu bilir.”
ما تتعلمْ في الصّغر تجدْه في الكبر.
“Küçüklükte ne öğrenirsen, ihtiyarlıkta onu bulursun.”

ما تأخذْ مِن صديقك تُعطِهِ إيّاه في وقته.
“Arkadaşından ne alırsan, onu zamanında ver.”

ما تفهمْ من الدرس تكتبْه في الإمتحان.
“Dersten ne anlarsan, imtihanda onu yazarsın.”

ما تزرعْ تحصدْه.
“Ne ekersen onu biçersin.”

و ما تفعلوا من خيرٍ يعلمْه الله.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
مَهْما


مَهْما: İsim olan şart edatlarından biridir. Şart cümlesindeki her iki fiili de cezm eder. “Her

ne…ise ”anlamına gelir.


Örnek:

مهما تفعلْ أفعلْ.
“Her ne yaparsan, (onu) yaparım.”

-Bu örnekte şart edatı, şart fiiline ve cevap fiiline etki etmiş ve her iki fiili de cezm etmiştir.

Örnek:

مهما تقرأْ تستفدْ منه.
“Her ne okursan (oku), istifade edersin.”

مهما تنفِقْ في الخير يُخلِفْه اللّه.
“Hayır yolunda her ne harcarsan, Allah onun arkasındadır.”

مهما تأْتِنا به لا نؤْمنْ.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
مَنْ

مَنْ : Akıl taşıyan varlıklar için kullanılır. “Kim…ise ,kim…ki” anlamına gelen şart edatıdır.

Başına geldiği cümledeki birinci fiili şart edatı olarak, ikinci fiili ise cevap fiili olarak cezm

eder.


Örnek:

من يَجْتَهِدْ يَنْجَحْ.

“ Kim çalışırsa başarılı olur.”

-Bu örnekte şart edatı olan “من” şart ve cevap fiillerini cezm etmiştir.

Örnek:

من يُسافرْ يزددْ تَجاربَه.
“ Kim seyahat ederse, tecrübelerinin artırır.”


من يطالعْ كتاباً يستفِدْ.
“Kim bir kitap okursa, fayda bulur.”


من يطلبْ احمدٌ يجدْْهُ.

“ Ahmet kimi isterse bulur.”


- Kendisinden sonra gelen cümlenin şart ve cevap kısmında hem mazi, hem de muzari fiilin

gelmesi mümkündür.

Örnek:
مَنْ إجْتَهَدَ في عَمَلِه فيكْسِبْ رِضاءَ رُؤسائه.

“Kim işinde gayret ederse, amirlerinin memnuniyetini kazanır.”



- Bu edat mazi fiille de şart anlamı verir. Fakat mazi fiil, mebnî olduğu için harekeye

etki etmez.

Örnek:

من زرعَ حصَدَ.
“Kim ekerse, o biçer.”

-Bu şart isminden önce harf-i cer ve muzâf durumunda olan bir kelime bulunabilir.

Örnek:

بِمن تتحدّثْ أتحد ثْ.
“Kiminle konuşursan, onunla konuşurum.”

Örnek:

بيتُ من تذهبْ أذهبْ.

 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
: “Ne zaman…ise , her ne zaman…ise” gibi anlamlara gelir. Belirli bir zamana bağlı
şart edatıdır. İki fiili cezm eder. Bu edatla kurulan cümle örnekleri aşağıda gösterilmiştir.

Şart cümlesinde bulunan şart ve cevap fiili muzari olabilir. Bu durumda “متى” her iki

fiili de cezm eder.


Örnek:

متى تكبرْ تفهمْ هذه الأمورَ أكثرَ.
“ Büyüdüğün zaman, bu işleri daha fazla anlarsın.”


متى تهتمِّى بالدجاج تكثرْ بيضُه.
“Tavuğa iyi bakarsan, yumurtası çok olur.”
متى تَلْقنا تَمُتْ رُعْباً.
“Bizimle ne zaman karşılaşsan, korkudan öleceksin.”


-Cevap fiili mazi bir fiil olarak gelebilir.

Örnek:
متى تقرأْ الصحفَ عرفتَ الكثيرَ عن أحوال العالم.
“Gazete okursan, dünya olaylarına dair pek çok şey öğrenirsin.”

متى أهملتَ الدجاج قلَّ بيضه.
“ Tavuğu ihmal ettiğin zaman, yumurtası azalır.”




-Cevap fiili gelecek zaman ifade eden bir fiil olarak da gelebilir. Bu durumda cevabın

başında “ف” harfi gelmelidir.

Örnek

متى يرتفعْ مستوى التعليمِ فسوف يزدهرُ اقتصادَ البلدِ.

“Ne zaman eğitim seviyesi yükselirse, ( o zaman ) ülkenin ekonomisi de düzelir.”


متى أسافر إلى الخارج أستأذنْ من المدير.
“ Ne zaman yurtdışına çıksam, müdürden izin alırım.”

متى تأكلْ فطورك تكنْ نشيطاً في عملك.
“ Kahvaltını ne zaman yersen, işinde zinde olursun.”

متى ترسلْ رسالة أكتبْ لك.
“ Ne zaman bana mektup yollarsan, sana yazarım.”

متى تكذِبْ تُحقَّرْ.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
Bu edat “ متى” gibi zaman bildiren bir şart edatıdır. إذا belirli bir vakti ifade ederken
متى belirsiz bir zamanı ifade eder. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda şart olarak
kullanılır.Cümlenin başında yer alır. Fiil cümlesine muzâf olur Mâzî fiilden önce gelmesine
rağmen anlamı muzârîdir. Çoğunlukla gelecek zamanı kapsayan şartı belirtir.
Örnek:
إذا طَلَعَتْ الشَّمْسُ خَرَجْتُ.
“Güneş doğarsa çıkarım.”
-Bu cümlede kullanılan her iki fiil de mazi olmasına rağmen إذا`nın cümleye kattığı anlam
muzaridir.
-Bu edat ile başlayan şart cümlesi olumsuz yapıldığında muzârî fiilin anlamını olumsuz

mâzîye çeviren “لم” harfi kullanılır.
Örnek:
إذا لم تَحْضُرْ الإجْتِماعَ فَلَنْ أحْضُرَهُ كَذلِك .
“Toplantıya gelmezsen, ben de gelmeyeceğim.”
إذا `dan sonra bir isim gelirse edat ile isim arasında zorunlu olarak cümledeki fiil

cinsinden bir fiil takdir edilir. İsimden sonra gelen fiil, düşürülmüş olan fiilinmüfessiridir.
Örnek: Eğer gök yarılırsa…”
[1]إذا السًّماَءُ انْفَطَرَتْ…
إذا `dan sonra “ما[2]” gelebilir fakat cümleye olumsuzluk anlamı katmaz. Fiillerin

harekelerine de bir etkisi yoktur.
Örnek:

إذا ما توجّهْنا إليه ساعدَنا.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir şartı ifade etmek için kullanılır. Genellikle mazi
fiilin başına gelir. Bu yüzden fiilin harekesine etki etmez.لو `in cevabı, olumlu mazi bir

fiil ise “ل” ile başlar. Cevap fiili olumsuz bir mazi fiil olduğunda bu harfin gelip

gelmemesi isteğe bağlıdır.


Örnek:

لو تَعَلَّمَ الجاهِلُ لَنَهَضَتْ بِلادُه.

“Eğer cahil okumuş olsaydı yurdu kalkınırdı.”


-Bu örnekte şart cümlesi “تَعَلَّمَ الجاهِلُ” dur. Şartın cevabı ise “لَنَهَضَتْ بِلادُه” cümlesidir. Şart

cümlesinin ifade ettiği sebep gerçekleşmediğinden yani “cahil okumadığı” için cevap

cümlesinde belirtilen eylem de gerçekleşmemiştir. Cevap fiili olumlu mazi bir fiil olduğu

için bu fiilin başında “ل” harfi gelmiştir.


Örnek:

لو زارَني )ل( ما قُلْتُ لَه.

“ Beni ziyaret ederse, ona söylemem.”

Bu cümlede cevab-ı şart olan fiil, olumsuz olduğu için “ل” harfinin cümlenin başında

gelmesi caizdir.

Aralarında şarta bağlı anlam ilgisi bulunan iki cümleden şart edatının bildirdiği birinci
şarta “sebep”http://www.onlinearabic.net/forum/RTE_textarea.asp?mode=reply&POID=7161&ID=572#_ftn1, şartın gerçekleşmesi durumunda oluşan cevaba da “sebep olunan”http://www.onlinearabic.net/forum/RTE_textarea.asp?mode=reply&POID=7161&ID=572#_ftn2 denir.
Örnek:
لوكانتْ قد ذهبتْ لرأيْتُمْ.
“Eğer gelseydi sizi görürdü.”


-Bu şart edatı bazen de gerçekleşmesi mümkün olmayan dilekleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek:

لو كان لي جناحان لَطِرْتُ.
“ Eğer kanatlarım olsaydı, uçardım.”

-Bu edatı olumsuz şart anlamında kullanırken şart fiiline olumsuzluk edatları getirilir.

Örnek:

لو لم تصِلْ لأنتحرتُ.
 

F@lsefe

Uzman Onbaşı
Şart İsimleri/Edatları أَسْمَاءُ الشَّرْطِ için örnek çalışma:

- Şart İsimleri/Edatları أَسْمَاءُ الشَّرْطِ kırmızı renkle gösterilmiştir.

نَصَائِح
Öğütler


قَالَ الفَلاَّحُ لِاِبْنِهِ فِي مَوْسِمِ الحَصَادِ
Çiftçi hasan mevsiminde oğluna dedi:

إِنَّ مَحْصُولَنَا وَفِيرٌ، تَعِبْنَا كَثِيرًا، فَكَسَبْنَا كَثِيرًا
Mahsulumuz boldur, çok yorulduk, çok kazandık.

إِنْ تَزْرَعْ تَحْصُدْ، وَ إِنْ تَتْعَبْ تَكْسِبْ
Ekersen biçersin, yorulursan kazanırsın.

قَالَ الوَلَدُ
Çocuk dedi:

نَعَمْ يَا أَبِي، إِنْ زَرَعَ الفَلاَّحُ حَصَدَ، وَ إِنْ تَعِبَ كَسَبَ
Evet baba, Çiftçi ekerse biçer, yorulursa kazanır.

وَ قَالَتِ الفَلاَّحَةُ لِابنَتِهَا
Çiftçi kadın kızına dedi:

لاَ تُهْمِلِي العِنَايَةَ بِالدَّجَاجِ
Tavuklara bakmayı ihmal etme.

مَتَى تَهْتَمِّي بِهِ يَكْثُرْ بَيْضُهُ، وَ مَتَى أَلْمَلْتِهِ قَلَّ بَيْضُهُ
Ona önem verip baktığın zaman yumurtası çoğalır, ihmal ettiğin zaman yumurtası azalır.

قَالَتِ البِنْتُ
Kız dedi:

وَ مَتَى يَكْثُرِ البَيْضُ تَكْثُرِ الفِرَاخُ. وَ مَتَى قَلَّ البَيْضُ قَلَّتِ الفِرَاخُ
Ne zaman yumurta çoğalırsa o zaman tavuklar çoğalır, yumurta azaldığı zaman tavuklar azalır.

وَ قَالَ الصَّانِعُ لِلصَّبِيَّيْنِ اللَّذَيْنِ يَعْمَلاَنِ عِنْدَهُ
Sanatkar yanında çalışan iki çırağa dedi:

هَذِهِ آلَةٌ جَديدَةٌ حَافِظَا عَلَيْهَا
Bu yeni bir alettir onu koruyun

إِنْ تُحَافِظَا عَلَيْهَا تُوَفِّرَا كَثِيرًا مِنَ الجُهْدِ وَ الوَقْتِ
Bunu korur bakımını yaparsanız gayret ve zamandan tasarruf edersiniz.

قَالَ الصَّبِيَّانِ
İki çırak dediler:

نَعَمْ، مَتَى صَانَ الصَّانِعُ آلَتَهُ كَانَتْ دَائِمًا فِي خِدْمَتِهِ
Evet sanatkar malzemesini koruduğu sürece, malzemesi onun hizmetinde olur.

وَ قَالَ المُدَرِّسُ لِتَلاَمِيذِهِ
Öğretmen öğrencilerine dedi:

مَنِ اجْتَهَدَ مِنْكُمْ نَجَحَ، وَ مَنْ أَهْمَلَ دُرُُوسَهُ رَسَبَ
Sizlerden çalışan geçti, derslerini ihmal eden kaldı.

وَ مَا تَتَعَلَّمُوا فِِي الصِّغََرِ يَنْفَعْ فِي الكِبَرِ
Küçüklüğünüzde öğrendikleriniz büyüklüğünüzde fayda verir.

قَالَ التَّلاَمِيذُ
Öğrenciler dediler:

نَعَمْ، مَنْ يَجْتَهِدْ يَنْجَحْ، وَ مَنْ يُهْمِلْ دُرُوسَهُ يَرْسُبْ فِي الاِمْتِحَانِ
Evet çalışan geçer, derslerini ihmal eden imtihanda kalır.

وَ فِي القُرْآنِ الكَرِيمِ
Ve Kur'an-ı Kerim'de:

وَ مَا تَفْعَلُُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللَّهُ -سُورَة البَقَرَةِ ١٩٧
Siz ne yaparsanız Allah onu bilir - Bakara Suresi 197

وَ مَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ - سُورَة البَقَرَةِ ١١٠
Hayır işlerinden kendiniz için önden her ne gönderirseniz, Allah katında onun sevabını bulursunuz. Bakara Suresi 110

أَيْنَمَا تَكُونُوا يُدْرِكُّمُ المَوْتَ - سُورَة النِّسَاءِ ٧٨
Her nerede olursanız ölüm size erişir.

الطالب المجتهد
 
Üst Alt