mucahid67
Çavuş
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Ölümün sizi nerede bulmasini isterdiniz ?
Hangi ortamda, hangi mekânda?
Ya da hangi belde de vermek isterdiniz son nefesinizi ?
Size sorulan bu soruya cevap olarak hemen, - ya durup dururken
ölüm de nereden çikti simdi, ben henüz ölmek istemiyorum ki mi
dediniz yoksa? Yoksa öldükten sonra ne fark eder ki, nerede
ölürsen öl diye mi geçirdiniz içinizden ? Ya da daha önce hiç
akliniza gelmemis miydi bu soru ?
Ama bir anlik gelseydi ve bir anlik cevap vermek zorunda
kalsaydiniz ne derdiniz diye bir düsünün ? Ölüm aninizi, o anki
ahvalinizi ve mekaninizi düsleyin hemen simdi;
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secdeye vardiginizda ölmeyi düslediniz mi hiç ?
O anda, O’na en yakinken O’na varmayi hayal ettiniz mi ?
Ya da bunu neden hayal ettiginizi düsünüp de hüzünlendiniz mi
bir anlik da olsa ?…
Belki pek çok seyin bilincinde olarak, en iyi dostunuzun
kollarinda, seccadede can vermek istediniz, belki secdede bir an
için bos bulunup, ettiginiz tevbelerin kabul olundugu hissine
kapilip istediniz ölümü… Belki de Rabbinize, sizi yanina
günahsizken almasini niyaz edecektiniz de, secdede yapilmis
bir tevbenin ardindan akliniza geliverdi bu Belki hiç istemediginiz
ve deliler gibi korktugunuz bunun aksi olan durum akliniza
geliverdi de ondan Günahkar, tevbeden aciz kalmis, günahlarinda
israr etmis ama tevbe etmeye firsat bulamamisken alindigini
düsündünüz ruhunuzun ve hemen o anda ölmek istediniz, kimbilir.
Asil duaniz buydu belki de Rabbim günahlarimi bagislar bagislamaz
al ruhumu yalvaririm! Beni huzuruna günahlarimla alma !
Alma ki o halde nasil çikarim huzuruna Rabbim, nasil…?
Hangi yüzle? diye yakaracaktiniz da, akliniza ölüm geliverdi o
biçarelik içinde ve arzuladiniz ölümü...
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Hiç kendinizi Beytullah’in önünde yere kapanmis düsünüp,
ihraminizin kefen olmasini, O Mübarek Zatin (S.A.V.) ayak
bastigi yere basinizi koyup can verdiginizi ve daha önce bunun
kadar güzel bir hayal kurmadiginizi idrak edip agladiniz mi ?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Ölümün sizi nerede bulmasini isterdiniz ?
Hangi ortamda, hangi mekânda?
Ya da hangi belde de vermek isterdiniz son nefesinizi ?
Size sorulan bu soruya cevap olarak hemen, - ya durup dururken
ölüm de nereden çikti simdi, ben henüz ölmek istemiyorum ki mi
dediniz yoksa? Yoksa öldükten sonra ne fark eder ki, nerede
ölürsen öl diye mi geçirdiniz içinizden ? Ya da daha önce hiç
akliniza gelmemis miydi bu soru ?
Ama bir anlik gelseydi ve bir anlik cevap vermek zorunda
kalsaydiniz ne derdiniz diye bir düsünün ? Ölüm aninizi, o anki
ahvalinizi ve mekaninizi düsleyin hemen simdi;
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secdeye vardiginizda ölmeyi düslediniz mi hiç ?
O anda, O’na en yakinken O’na varmayi hayal ettiniz mi ?
Ya da bunu neden hayal ettiginizi düsünüp de hüzünlendiniz mi
bir anlik da olsa ?…
Belki pek çok seyin bilincinde olarak, en iyi dostunuzun
kollarinda, seccadede can vermek istediniz, belki secdede bir an
için bos bulunup, ettiginiz tevbelerin kabul olundugu hissine
kapilip istediniz ölümü… Belki de Rabbinize, sizi yanina
günahsizken almasini niyaz edecektiniz de, secdede yapilmis
bir tevbenin ardindan akliniza geliverdi bu Belki hiç istemediginiz
ve deliler gibi korktugunuz bunun aksi olan durum akliniza
geliverdi de ondan Günahkar, tevbeden aciz kalmis, günahlarinda
israr etmis ama tevbe etmeye firsat bulamamisken alindigini
düsündünüz ruhunuzun ve hemen o anda ölmek istediniz, kimbilir.
Asil duaniz buydu belki de Rabbim günahlarimi bagislar bagislamaz
al ruhumu yalvaririm! Beni huzuruna günahlarimla alma !
Alma ki o halde nasil çikarim huzuruna Rabbim, nasil…?
Hangi yüzle? diye yakaracaktiniz da, akliniza ölüm geliverdi o
biçarelik içinde ve arzuladiniz ölümü. ...
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Hiç kendinizi Beytullah’in önünde yere kapanmis düsünüp,
ihraminizin kefen olmasini, O Mübarek Zatin (S.A.V.) ayak
bastigi yere basinizi koyup can verdiginizi ve daha önce bunun
kadar güzel bir hayal kurmadiginizi idrak edip agladiniz mi ?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Ya da bazen, arasira da olsa, sirf secdede can vermek, O’na
en yakin oldugunuzu idrak ettiginiz ve o en aciz, en cahil,
en gafil halinizle dahi Rahmetini üzerinizde hissettiginiz bir anda
ölmek niyetiyle, böylesi bir teslimiyet içinde basinizi secdeden
hiç kaldirmak istemediginiz olur mu?…
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Basinizi secdeden kaldirmadan O’nu kaldirdiginizda yine bir
sürü yanlis amel isleyecek oldugunuz ve yine O’nun istemedigi
bir sürü günaha bulanacaginiz, bu kez O’nun huzuruna daha
günahkar bir basla geri dönecek oldugunuz akliniza geldikçe,
utancinizdan daha bir gömüldünüz mü hiç seccadenizin içine…?
Rabbin rahmetine siginir gibi, affina siginir gibi sarildiniz mi
hiç O’na?Ya da en azindan, basiniz secde yerinde iken, o basinizi
önünde egilmeye layik gören Rabbinize sükretmek için, aslinda
hep secdede kalmaniz gerektigini animsayip, secdelerinizi biraz
daha uzattiginiz olur mu arasira da olsa…?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Sizin de seccadeleriniz islanir mi bu düsünceler içinde?
Tevbeleriniz kuru kuru mu gider yoksa Rabb katina?
Rabbin verdigi, gözyasi nimetine bulanamadan mi?
Yoksa bir damlayi esirger misiniz siz O’nu verenden, hem de
size o bir damla gözyasi karsiliginda magfiretini müjdelemisken? …
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Bitip tükenmeyen günah yükünüzün altinda ezilirken,
üzerinize çullanmisken tüm kusurlariniz, seccadeye gömülmek,
ona gömülmeye mahkum olmak ancak bir hediyedir, orada can
vermekse bir lütuftur diye düsünüp, buna layik olmak arzusuyla
dolup tastiginiz olur mu hiç?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Yapmayanlar, yapamayanlar, yapmak nasip olmayanlar çogunlukta
iken, acizlerin acizi olarak, belki de hiç hakkiniz yokken
size nasip olunan kulluk etme nimetini düsündünüz mü hiç?
Düsünüp te dogru düzgün yerine getiremediginiz amellerinizin
kusurlarini akliniza getirip utandiginiz, utancinizdan ancak
basiniz yerde tevbe edebileceginizi anlayip, çaresizlik içinde
bunu yapmaya çabaladiginiz oldu mu? Ya da basinizi kaldirmaya
yüz bulamadiginiz Resulullah (S.A.V.) Efendimizin:
“Rabbiniz Hayy’dir, Kerim’dir. Kulu duâ ederek kendisine
elini kaldirdigi zaman, O, ellerini
bos çevirmekten istihya eder.buyrugunu isittiginizde, O Yüceler
Yücesi, dua edenlerin ellerini bos çevirmekten haya ederken, ben
O’na karsi nasil basimi kaldirip ta af dileyeyim, isteyeyim,
bendeki bu hayasizlik ile Rabbime nasil el açip dua etmeye yüz
bulayim diye düsünüp, bunu hak etmediginizi idrak ettiginiz a
nlarda secde yeri en samimi sirdasiniz oldu mu sizin de?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Imam Zeynul Abidin (r.a)’in, namaz için ayakta durmaktan
ayaklari sisen Resulullah(sav)’e sordugu, Senin geçmis ve gelecek
tüm günahlarini ALLAH Teala, bagislamis olmasina ragmen neden
bu kadar kendini zorluga düsürüyorsun? sorusuna aldigi, Acaba
ben sükür eden bir kul olmayayim mi? cevabini okudugunuzda düstügünüz o aci duygu aleminde kendiniz için, Ya Rabb!
Yetiremedigim ve yetiremeyecegim sükrüm için beni affeyle,
beni de sükretme gayretindeki kullarindan eyle! diye dua etmek, sükreden kullardan olmak ümidi ile ettiginiz secdelerden birini
yaparken, en azindan bu niyet ve ahval üzere iken can vermek
saadetini tatmayi ne kadar isterdiniz degil mi?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Resulullah (S.A.V.) Efendimizin, kendisinin iste buyrugu üzerine,
Rabia b. âlik el Eslemi(ra)’in Cennette Sana arkadas olmak isterim. sözlerine, çok secde ederek kendin için bana yardimci ol” diye
icabet ettigi akliniza geldikçe, O’na, O Güzeller Güzeline,
O Güller Sultanina arkadas olacaksam, secdeden basimi
kaldirmamaya raziyim, hatta bunun için orada can vermeyi
dilerim ama.. diye diye bir sürü ah çekip, iç geçirdiginiz
secdelerden birinde ömrünüzün son bulmasi, sadece bu hasret
ile göçmek dahi, ne büyük bir saadet olurdu öyle degil mi?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secde O ki O’na en yakin yer, o ki O’nun en sevdigi dua
mekani, o ki Resulünün, Kul Rabbine en ziyade secdede iken
yakin olur, öyle ise (secdede) duayi çok yapin.” diyerek bunlari
ifade buyurdugu manevi bulusma diyari.ALLAH’im (c.c.) ben ona
layik degilim ama baska gidecek yerim yok. Sen’in yüceligin
karsisinda aczimi anlatabilecegim tek mekandir orasi....
Beni de kabul et, su günahkar basi da yolunda koparilan bir bas
olamasa da hiç olmazsa secdende can versin. Sadece basim degil
Sana her hücrem secde etsin, her hücrem tevbe etsin.
Sonra kaldirsam da yerden basimi, ruhum hep secdede kalsin
Ruhum hep secdede kalsin.
ALLAH (c.c.) Canimizi Secde Halinde Iken Alsin…!
Azrail (a.s.) Secde Halinde Iken Gelsin.
Insa...AMIN
Kalbim son defa atsin secde yerinde YA RABBİ....ALINTIDIR.
Ölümün sizi nerede bulmasini isterdiniz ?
Hangi ortamda, hangi mekânda?
Ya da hangi belde de vermek isterdiniz son nefesinizi ?
Size sorulan bu soruya cevap olarak hemen, - ya durup dururken
ölüm de nereden çikti simdi, ben henüz ölmek istemiyorum ki mi
dediniz yoksa? Yoksa öldükten sonra ne fark eder ki, nerede
ölürsen öl diye mi geçirdiniz içinizden ? Ya da daha önce hiç
akliniza gelmemis miydi bu soru ?
Ama bir anlik gelseydi ve bir anlik cevap vermek zorunda
kalsaydiniz ne derdiniz diye bir düsünün ? Ölüm aninizi, o anki
ahvalinizi ve mekaninizi düsleyin hemen simdi;
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secdeye vardiginizda ölmeyi düslediniz mi hiç ?
O anda, O’na en yakinken O’na varmayi hayal ettiniz mi ?
Ya da bunu neden hayal ettiginizi düsünüp de hüzünlendiniz mi
bir anlik da olsa ?…
Belki pek çok seyin bilincinde olarak, en iyi dostunuzun
kollarinda, seccadede can vermek istediniz, belki secdede bir an
için bos bulunup, ettiginiz tevbelerin kabul olundugu hissine
kapilip istediniz ölümü… Belki de Rabbinize, sizi yanina
günahsizken almasini niyaz edecektiniz de, secdede yapilmis
bir tevbenin ardindan akliniza geliverdi bu Belki hiç istemediginiz
ve deliler gibi korktugunuz bunun aksi olan durum akliniza
geliverdi de ondan Günahkar, tevbeden aciz kalmis, günahlarinda
israr etmis ama tevbe etmeye firsat bulamamisken alindigini
düsündünüz ruhunuzun ve hemen o anda ölmek istediniz, kimbilir.
Asil duaniz buydu belki de Rabbim günahlarimi bagislar bagislamaz
al ruhumu yalvaririm! Beni huzuruna günahlarimla alma !
Alma ki o halde nasil çikarim huzuruna Rabbim, nasil…?
Hangi yüzle? diye yakaracaktiniz da, akliniza ölüm geliverdi o
biçarelik içinde ve arzuladiniz ölümü...
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Hiç kendinizi Beytullah’in önünde yere kapanmis düsünüp,
ihraminizin kefen olmasini, O Mübarek Zatin (S.A.V.) ayak
bastigi yere basinizi koyup can verdiginizi ve daha önce bunun
kadar güzel bir hayal kurmadiginizi idrak edip agladiniz mi ?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Ölümün sizi nerede bulmasini isterdiniz ?
Hangi ortamda, hangi mekânda?
Ya da hangi belde de vermek isterdiniz son nefesinizi ?
Size sorulan bu soruya cevap olarak hemen, - ya durup dururken
ölüm de nereden çikti simdi, ben henüz ölmek istemiyorum ki mi
dediniz yoksa? Yoksa öldükten sonra ne fark eder ki, nerede
ölürsen öl diye mi geçirdiniz içinizden ? Ya da daha önce hiç
akliniza gelmemis miydi bu soru ?
Ama bir anlik gelseydi ve bir anlik cevap vermek zorunda
kalsaydiniz ne derdiniz diye bir düsünün ? Ölüm aninizi, o anki
ahvalinizi ve mekaninizi düsleyin hemen simdi;
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secdeye vardiginizda ölmeyi düslediniz mi hiç ?
O anda, O’na en yakinken O’na varmayi hayal ettiniz mi ?
Ya da bunu neden hayal ettiginizi düsünüp de hüzünlendiniz mi
bir anlik da olsa ?…
Belki pek çok seyin bilincinde olarak, en iyi dostunuzun
kollarinda, seccadede can vermek istediniz, belki secdede bir an
için bos bulunup, ettiginiz tevbelerin kabul olundugu hissine
kapilip istediniz ölümü… Belki de Rabbinize, sizi yanina
günahsizken almasini niyaz edecektiniz de, secdede yapilmis
bir tevbenin ardindan akliniza geliverdi bu Belki hiç istemediginiz
ve deliler gibi korktugunuz bunun aksi olan durum akliniza
geliverdi de ondan Günahkar, tevbeden aciz kalmis, günahlarinda
israr etmis ama tevbe etmeye firsat bulamamisken alindigini
düsündünüz ruhunuzun ve hemen o anda ölmek istediniz, kimbilir.
Asil duaniz buydu belki de Rabbim günahlarimi bagislar bagislamaz
al ruhumu yalvaririm! Beni huzuruna günahlarimla alma !
Alma ki o halde nasil çikarim huzuruna Rabbim, nasil…?
Hangi yüzle? diye yakaracaktiniz da, akliniza ölüm geliverdi o
biçarelik içinde ve arzuladiniz ölümü. ...
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Hiç kendinizi Beytullah’in önünde yere kapanmis düsünüp,
ihraminizin kefen olmasini, O Mübarek Zatin (S.A.V.) ayak
bastigi yere basinizi koyup can verdiginizi ve daha önce bunun
kadar güzel bir hayal kurmadiginizi idrak edip agladiniz mi ?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Ya da bazen, arasira da olsa, sirf secdede can vermek, O’na
en yakin oldugunuzu idrak ettiginiz ve o en aciz, en cahil,
en gafil halinizle dahi Rahmetini üzerinizde hissettiginiz bir anda
ölmek niyetiyle, böylesi bir teslimiyet içinde basinizi secdeden
hiç kaldirmak istemediginiz olur mu?…
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Basinizi secdeden kaldirmadan O’nu kaldirdiginizda yine bir
sürü yanlis amel isleyecek oldugunuz ve yine O’nun istemedigi
bir sürü günaha bulanacaginiz, bu kez O’nun huzuruna daha
günahkar bir basla geri dönecek oldugunuz akliniza geldikçe,
utancinizdan daha bir gömüldünüz mü hiç seccadenizin içine…?
Rabbin rahmetine siginir gibi, affina siginir gibi sarildiniz mi
hiç O’na?Ya da en azindan, basiniz secde yerinde iken, o basinizi
önünde egilmeye layik gören Rabbinize sükretmek için, aslinda
hep secdede kalmaniz gerektigini animsayip, secdelerinizi biraz
daha uzattiginiz olur mu arasira da olsa…?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Sizin de seccadeleriniz islanir mi bu düsünceler içinde?
Tevbeleriniz kuru kuru mu gider yoksa Rabb katina?
Rabbin verdigi, gözyasi nimetine bulanamadan mi?
Yoksa bir damlayi esirger misiniz siz O’nu verenden, hem de
size o bir damla gözyasi karsiliginda magfiretini müjdelemisken? …
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Bitip tükenmeyen günah yükünüzün altinda ezilirken,
üzerinize çullanmisken tüm kusurlariniz, seccadeye gömülmek,
ona gömülmeye mahkum olmak ancak bir hediyedir, orada can
vermekse bir lütuftur diye düsünüp, buna layik olmak arzusuyla
dolup tastiginiz olur mu hiç?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Yapmayanlar, yapamayanlar, yapmak nasip olmayanlar çogunlukta
iken, acizlerin acizi olarak, belki de hiç hakkiniz yokken
size nasip olunan kulluk etme nimetini düsündünüz mü hiç?
Düsünüp te dogru düzgün yerine getiremediginiz amellerinizin
kusurlarini akliniza getirip utandiginiz, utancinizdan ancak
basiniz yerde tevbe edebileceginizi anlayip, çaresizlik içinde
bunu yapmaya çabaladiginiz oldu mu? Ya da basinizi kaldirmaya
yüz bulamadiginiz Resulullah (S.A.V.) Efendimizin:
“Rabbiniz Hayy’dir, Kerim’dir. Kulu duâ ederek kendisine
elini kaldirdigi zaman, O, ellerini
bos çevirmekten istihya eder.buyrugunu isittiginizde, O Yüceler
Yücesi, dua edenlerin ellerini bos çevirmekten haya ederken, ben
O’na karsi nasil basimi kaldirip ta af dileyeyim, isteyeyim,
bendeki bu hayasizlik ile Rabbime nasil el açip dua etmeye yüz
bulayim diye düsünüp, bunu hak etmediginizi idrak ettiginiz a
nlarda secde yeri en samimi sirdasiniz oldu mu sizin de?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Imam Zeynul Abidin (r.a)’in, namaz için ayakta durmaktan
ayaklari sisen Resulullah(sav)’e sordugu, Senin geçmis ve gelecek
tüm günahlarini ALLAH Teala, bagislamis olmasina ragmen neden
bu kadar kendini zorluga düsürüyorsun? sorusuna aldigi, Acaba
ben sükür eden bir kul olmayayim mi? cevabini okudugunuzda düstügünüz o aci duygu aleminde kendiniz için, Ya Rabb!
Yetiremedigim ve yetiremeyecegim sükrüm için beni affeyle,
beni de sükretme gayretindeki kullarindan eyle! diye dua etmek, sükreden kullardan olmak ümidi ile ettiginiz secdelerden birini
yaparken, en azindan bu niyet ve ahval üzere iken can vermek
saadetini tatmayi ne kadar isterdiniz degil mi?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Resulullah (S.A.V.) Efendimizin, kendisinin iste buyrugu üzerine,
Rabia b. âlik el Eslemi(ra)’in Cennette Sana arkadas olmak isterim. sözlerine, çok secde ederek kendin için bana yardimci ol” diye
icabet ettigi akliniza geldikçe, O’na, O Güzeller Güzeline,
O Güller Sultanina arkadas olacaksam, secdeden basimi
kaldirmamaya raziyim, hatta bunun için orada can vermeyi
dilerim ama.. diye diye bir sürü ah çekip, iç geçirdiginiz
secdelerden birinde ömrünüzün son bulmasi, sadece bu hasret
ile göçmek dahi, ne büyük bir saadet olurdu öyle degil mi?
Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?
Secde O ki O’na en yakin yer, o ki O’nun en sevdigi dua
mekani, o ki Resulünün, Kul Rabbine en ziyade secdede iken
yakin olur, öyle ise (secdede) duayi çok yapin.” diyerek bunlari
ifade buyurdugu manevi bulusma diyari.ALLAH’im (c.c.) ben ona
layik degilim ama baska gidecek yerim yok. Sen’in yüceligin
karsisinda aczimi anlatabilecegim tek mekandir orasi....
Beni de kabul et, su günahkar basi da yolunda koparilan bir bas
olamasa da hiç olmazsa secdende can versin. Sadece basim degil
Sana her hücrem secde etsin, her hücrem tevbe etsin.
Sonra kaldirsam da yerden basimi, ruhum hep secdede kalsin
Ruhum hep secdede kalsin.
ALLAH (c.c.) Canimizi Secde Halinde Iken Alsin…!
Azrail (a.s.) Secde Halinde Iken Gelsin.
Insa...AMIN
Kalbim son defa atsin secde yerinde YA RABBİ....ALINTIDIR.